Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | ile kaynamak | abound in f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | ile kaynamak | teem in f. |
Öbek Fiiller | ile kaynamak | pullulate with f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | ile kaynamak/dolu olmak/dolup taşmak | be flooded with f. |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (bir yer) -ile kaynamak | crawling with someone f. |
Öbek Fiiller | -ile kaynamak | bustle with f. |
Öbek Fiiller | ile kaynamak/kızışmak | boil with f. |